Bu Blogda Ara

23 Mart 2015 Pazartesi

VAHŞİ HAYVANLAR

Vahşi hayvanlar nedir?

Vahşi; İnsandan kaçan, insana alışmamış anlamına gelmektedir.
Hayvan ise; İnsanların, bitkilerin dışında kalan duygu ve hareket yeteneği olan canlılara verilen isimdir.
Vahşi hayvan; İnsandan kaçan, insana alışmamış insan ve bitkilerin dışında kalan hareket yeteneği olan canlılara verilen isimdir.

Karada yaşayan vahşi hayvanlar

1. Aslanlar
2. Kaplanlar
3. Çitalar
4. Sırtlanlar
5. Kurtlar
6. Piton yılanları
7. Anakonda yılanı
8. Tilki
9. Ayılar
10. Gergedan
11. Sarı Kuyruklu Akrep
12. Yaban domuzu
13. Avustralya Kızıl Sırtlı Örümceği
14. Karadul
15. Kara Panter

Suda yaşayan vahşi hayvanlar

1. Timsah
2. Büyük Beyaz Köpek balığı
3. Pirana
4. Mavi halkalı ahtapot
5. Kaya balığı
6. Box Jellyfish
7. Beyaz köpekbalığı
8. Su aygırları
9. Su yılanı
10. Kapan Kaplumbağa
11. Portekiz Denizanası

Havada yaşayan vahşi hayvanlar

1. Kartal
2. Yaban arısı
3. Atmaca
4. Şahin
5. Yarasa
6. Akbaba

20 Mart 2015 Cuma

EVCİL HAYVANLAR

Evcil hayvanlar nedir?

Doğa'da büyüyüp yetişen ve kendi kendini doyurma ve yetiştirme özelliğine sahip hayvanlar vahşi hayvanlar olarak adlandırılır. Hayvanlar tarih boyunca insanların en önemli dostları olmuşlardır halen de öylelerdir. Tarih öncesinden itibaren hayvanlar insanlar tarafından evcilleştirilmeye başlanmıştır.
Hayvanların doğal ortamlarından uzaklaşıtırılarak, belirli bir yerde insaneliyle beslenen, insanların direktiflerine göre yeri geldiğinde kafeslerde bile yaşamaya zorlanan, insanlarla birlikte yaşamayı öğrenmiş hayvanlara evcil hayvanlar denir. Evcilleştirme yüzyıllarca süren titiz seçme, çaprazlama ve ıslah çalışmalarının bir sonucudur.
Bazı insanlar evcil hayvan yetiştirme işini abartmış doğada ki vahşi aslan, kaplan, leopar, jaguar gibi hayvanları evcileştirmeye çalışmışlardır. Bu türhayvanlar vahşi doğaya alışık hayvanlar olduğu için kolay kolay evcilleşemezler. Vahşi hayvanları evcilleştirebimenin yollarından en iyi yöntem vahşi bir hayvanı yavru iken sahiplenerek onu büyütmektir.
Evcil hayvanlar sahiplerine ve yetiştirildikleri ortama çok çabuk uyum sağlarlar.

                 EVCİL HAYVANLAR

1. Kedi
2. Köpek
3. Kuş
4. Civciv
5. Hamster
6. At
7. Tavşan

Evcil hayvanların yararları

1. Sizinle arkadaş olurlar.
2. Size karşılıksız sevgi gösterirler.
3. Sizi dinlemeyi öğrenirler.
4. Sizi korurlar.
5. Kolay kolay Alerji olmazsınız.
6. Sahiplenme duygusunu yaşarsınız.
7. Evcil hayvan yetiştirmek bir çocuk yetiştirme provası gibidir.
8. Sorumluluk alma bilincinizi gelişir.

Evcil hayvan bakmanın zorlukları

1. Gittiğiniz her yere götürmek zorundasınız.
2. İşten geldiğinizde yorgun olsanız bile gezdirmek zorundasınız.
3. Tuvaletini temizlemek zorundasınız.
4. Yemeğini ve suyunu bittiği zaman vermek zorundasınız.
5. Kendinizi nasıl temizliyorsanız onuda yıkayıp temizlemek zorundasınız.

Evcil hayvan beslemenin belli kuralları

1. Hayvanların yemeğini temin etmek.
2. Hayvanların suyunui temin etmek.
3. Onları temiz tutmak.
4. Onları tuvalet konusunda eğitmek.
5. Onları yapmamaları gereken şeyler konusunda eğitmek.
6. Onları asla yalnız bırakmamak.
7. Belirli zaman aralıklarıyla gezdirmek.
8. Onları sevgi ve şefkat göstermek.
9. Hastalandığında veterinere götürmek.

Evcil hayvan türleri

1. Ürünlerinden yararlanılan evcil hayvanlar
2. Gücünden yararlanılan evcil hayvanlar
3. Diğer evcil hayvanlar

Ürünlerinden yararlanılan evcil hayvanlar

Hem etinden,  hem sütünden, yağından ve derisinden yararlanılanmak için manda, sığır, koyun yetiştirilir. Tavuk, hindi, ördek, kaz gibi kümes hayvanları da eti, yumurtası ve tüyleri için beslenir. Ayrıca bazı yırtıcı kuşlar, özelikle doğan, atmaca, şahin ve çakır, avcılıkta yararlanmak amacıyla evcilleştirilmiştir. Sütü ve derisinden yararlanılmak için keçi yetiştirilir. Sütünden yararlanmak için inek yetiştirilir. Elde edilen sütlerden peynir, lor, ekşimik, yoğurt gibi ürünler elde edilir.

Gücünden yararlanılan evcil hayvanlar

At, eşek, katır, deve gibi hayvanlar yük taşımacağılında ve ulaşımda kullanılan evcil hayvanlardandır. Özellikle deve günlerce aç ve susuz yol alabilme özelliğiyle diğer gücünden yararlanılan evcil hayvanlardan ayrılmaktadır. Ayrıca uzak doğuda filler de evcilleştirilerek gücünden yararlanılan hayvanlardandır.

Diğer evcil hayvanlar

Hiçbir ürününden yararlanılmayan hayvanlar bu gruba girerler. Bu gruptaki hayvanlar insanlara muhtaçtırlar yemek ve suyu kendileri bulamazlar. Bu tür hayvanları gerekli ve yeterli yiyeceklerle, ama aşırılığa kaçmadan düzenli olarak beslemek gereklidir. Evcil hayvanlardan köpek insanın bir numaralı koruyucusudur. Sahibi kıskanır ve herhangi bir tehlike karşısında onu korur.
Doğada besinini ve barınağını kendisi bularak, düşmanlarına karşı kendini savunarak yaşamını ve soyunu sürdüren yabanıl hayvanların bir bölümü insan eliyle evcilleştirilmiştir, yabani hayvanların evcilleştirmeye başlandığı tarih öncesi devirlere dayanır. Bu hayvanların, doğal çevrelerinde özgür ve yabanıl yaşarken tutsak edilerek insan eliyle bakılıp beslenmeye ve insanla birlikte yaşamaya alıştırılması evcilleştirmenin yalnızca ilk aşamasıdır. Oysa bu uzun sürecin asıl amacı, yabani hayvanları yeni koşullara uyarlayarak insana daha yararlı, örneğin et, süt ya da yumurta verimi daha yüksek, yük ya da binek hayvanı olarak daha dayanıklı, avda iz sürmeye ya da bekçilik etmeye daha yatkın evcil soylar üretmektetir. Bu da yüzyıllarca süren titiz seçme, çaprazlama ve ıslah çalışmalarının bir sonucudur.

İnsanlar yerleşik düzene geçip tarım yapmaya başlamadan çok daha önceleri, yiyeceklerini ve giyiceklerini sağlamak için hayvanlardan yararlanıyorlardı. Başlangıçta, karınlarını doyurmak için çevrelerindeki yabani hayvanları avlamakla yetindiler. Zamanla, bu hayvanları yakalayıp bir yere kapatmanın av peşinde koşmaktan daha güvenilir bir yol olduğunu fark ettiler ve kendilerini en yararlı olabilecek hayvanları evcileştirmeye öğrendiler. Bütün düşmanlarına karşı kendini savunmayı ya da saldırmayı içgüdüleriyle bilen yabani bir hayvanı insanın yakalayıp tutsak etmesi kuşkusuz etmesi kolay olmamıştır. Bu yüzden insanlar büyük olasılıkla yaralı ya da ormanda kaybolmuş genç hayvanları kendilerine alıştırıp beslemekle işe başladılar. Bir süre sonra da hangi hayvanların daha uysal, evcilleştirilmeye daha yatkın ve kendilerine daha yararlı olduğunu öğrendiler. Başlangıçta yalnızca etini yiyebilcekleri hayvanları bakıp besliyorlardı. Atın ve köpeğin evcilleştirilmesi bile böyle başladı. Bu hayvanların gücünden et, süt, yumurta, yapağı, kıl, deri, boynuz gibi çeşitli ürünlerinden yararlanmaya başlamaları daha geç tarihlere rastlar.

At, inek vb. gibi yararlanılan hayvanların yavruları insanoğluna çok sevimli gelmeye başlamış, özellikle çocukların ilgisini çekmiştir. Her evcil hayvan evdebeslenemeyeceği gibi, bazı evcil olmayan hayvanları da insanlar evinde beslemeye çalışmıştır (aslan, jaguar, timsah vb.). Fakat bu hayvanlar evcilleştirilemedikleri ve doğal dürtülerindeki vahişliği kaybedemedikleri için insanoğluna saldırmıştır.

Evde hayvan beslemenin belli başlı kuralları vardır. Hayvanların yemeğini ve suyunu temin etmek, onları temiz tutmak, bazı konularda eğitmek vb. unsurlar bu kuralların başlıcalarıdır.
 


18 Mart 2015 Çarşamba

videolar

Hayvanların videoları



karada yaşayan hayvanlar

At, Atgiller (Equidae) familyasına dahil otçul bir memeli hayvan. Evcilleri olduğu gibi, Amerikan bozkırlarında “Mustang” ve Altay dağlarının her iki yanındaki açık arazilerde “Prezevalski” denen yabani atlar sürüler halinde yaşar. En meşhur at türleri Arap, İngiliz ve Midillidir. 

Karada Yaşayan Hayvanlar ve ÖzellikleriMidilli
Tek tırnaklılar takımının, Atgiller familyasından bir memelidir. Erkeğine aygır, dişisine kısrak, yavrusuna tay, yumurtaları çıkarılmış, iğdiş edilmiş olana dabeygir denir. Küçük başlı ve kısa kulaklıdır. Yelesi ve kuyruk ucu uzun kıllıdır. Ömrü 40 ila 60 senedir. Arapça da binek ve yük hayvanı olan ata; dabbe, matiyye. Farsçada semend, tusen denir. Firdevsinin Şehname efsanelerinde adı geçen çil ata da rahş (رخش) denir. 

Hepsi otla beslenir. 

Geviş getirmezler. Memeleri kasık bölgesinde arka ayaklarına yakındır. Üçüncü parmakları geniş bir tırnakla çevrilmiş olup “ toynak” adını alır. Bunun üzerine basarak yürürler. İnsanlara hizmet eden hayvanların en kabiliyetlisi ve kıymetlisidir. İnsanların, eski harp meydanlarındaki yardımcısı, yük taşımada hizmetçisi, yarış, cirit, çit atlama ve av sporlarında neşe ve zevk ortağıdır. Silah gürültüsüne ve bando sesine rahatlıkla alışır.Atlar aynı zamanda dizlerini kilitleyebilir. 

At, cesur ve atılgan olduğu gibi sahibine son derece itaatkardır. Sahibi dilerse dolu dizgin, dörtnala koşar, isterse aheste yürür, isterse durur. Her durumda sahibini memnun etmeye dikkat eder. Yorgunluğa bakmaksızın kendini çatlatmak pahasına da olsa olanca gayret ve kuvvetini itaat uğruna sarf eder. Bugün Amerikan bozkırlarında yaşayan Mustang adıyle anılan vahşi atlar, İspanyolların Amerika’ya götürdükleri ehli atlardan kaçanlardan yabanileşenlerdir. Az yiyecekle yetinip, her türlü iklim şartlarına dayanırlar. Tarpan adıyla anılan Avrupa yaban atının (E. caballus gmelini) 1876’dan beri nesli tükendi. Bugün eski dünyada hala neslini devam ettiren yalnız bir yaban atı vardır. Bu at Orta Asya Moğolistan’ının soğuk ve ıssız ovalarında yaşar. Asya yaban atı veya Prezevalski dendiği gibi Moğolistan yaban atı da denir. Altay dağlarının her iki yanında yaşar. Siyah kısa ve dik yeleleri ile, ağır ve iri başları, küçük kulakları, uzun kıllı kuyrukları ile evcil atlardan farklılık gösterirler. Renkleri kırmızımtrak kahverengi olup çekici bir görünüşleri vardır. Burun kısımları beyazdır. Kışın kılları uzayarak soğuktan korunurlar.

FilFilgiller (Elephantidae), hortumlular (Proboscidea) takımından bir familya. Familyanin günümüzde varligini sürdüren Asya fili (Elephas maximus) ve Afrika fili (Loxodonta africana) olarak iki türü bulunmaktadir.

Her iki türün ayırt edici özellikleri gövdelerinin çok iri, burunlarının hortum biçiminde uzamış, bacaklarının kalın ve sütun biçiminde, kulaklarının geniş (özellikle Afrika filinde), kafalarının çok iri ve sürekli uzayan üst kesici dişlerinin (fildişi) savunma dişlerine dönüşmüş olmasıdır. Ama Asya filinin dişisinde genellikle bu savunma dişleri bulunmaz. Ayrıca Sri Lanka da yaşayan alt türünün erkekleri de %30 oranında fildişinden yoksundur. Renkleri bozdan kahverengiye kadar değişen fillerin derileri kalın, kılları seyrek ve kabadır. Burun delikleri uzun hortumlarının ucunda yer alır; kaslı ve çok amaçlı bir organ olan hortumun ucundaki parmaksı uzantı, hayvanın küçük nesneleri tutabilmesini sağlar. Bu uzantı Afrika filinde çift, Asya filinde tektir. Filler su içmek için önce suyu hortumlarına çeker, sonra ağızlarına boşaltırlar. Erkeklerde testisler gövdenin içinde korunduğundan testis torbaları yoktur.

Afrika fili yaşayan kara hayvanlarının en irisidir; ağırlığı 7,5 tonu, omuz yüksekliği 3-4 metreyi bulur. Hindistan filinin ağırlığı 5 ton omuz yüksekliği 2,5-3 m dolayında, kulakları da Afrika filinkinden çok daha küçüktür. Fillerin bütün azı dişleri aynı anda çıkmadığı için ağızlarında işlevsel olan tek bir azı dişi bulunur; bu diş yıprandıkça yerini yenisi alır. Afrika fili 60 yaşına geldiğinde altıncı ve sonuncu azı dişini de yitirir. Fillerin ortalama yaşam süresi 60-80 yıldır. Fillerin birbirleriyle iletişim içinde olması onların bir araya toplanmasını sağlar ve ayaklarını vurarak ya da değişik sesler çıkararak 40-50 Hz arasında değişen frekanslarla iletişim kurarlar.


Sığırlar (Bovinae), memeli hayvanların çift toynaklılar (Artiodactyla) takımının, boynuzlugilleralt familya.

Sığırlar


Çoğunlukla evcil olan, kaba ve hantal yapılı, kuyrukları püsküllü, boynuzlu büyükbaş hayvanlardır. Mideleri dört gözlü olup geviş getirirler. Üst çenelerinde kesici dişleri bulunmaz. Otları alt çenelerinin dişleriyle keserler. Boynuzları daimidir. Kırıldığında bir daha yeniden sürmez. Sığır (Bos taurus), Tibet sığırı (Bos grunniens), banteng (Bos javanicus), yaban sığırıBos gaurus) iyi bilinen türleridir. (Sığır kelimesi, halk arasında geniş manada geviş getiren, etinden, sütünden ve hizmet hayvanı olarak faydalanılan büyükbaş evcil hayvanlar için kullanılır. Dar manada ise, evcilleştirilen ve etinden, sütünden veya gücünden faydalanılan ve birçok soyu üretilen evcil boğa(Bos taurus)dır. Sığırın doğumundan altı aylığa kadar olan erkek ve dişi yavrularına buzağı; altı aylıktan bir yıllığa kadar olan erkek hayvana dana; altı aylıktan gebelik dönemine kadar dişilerinedüve, erkeğine boğa; inenmişe (burulmuşuna)tosun; yavrulayan dişiye inek; işetosuna öküzdenir.

Boğa damızlık olarak, öküz ise iş ve besi hayvanı olarak kullanılır. Ortalama 800 kg gelebilen öküz, 4500 kg'lık yükü rahatça çekebilir. Traktörün giremediği yerlerde ziraatın temel direğidir. Sığırların eti ve sütü insan için en iyi bir besin kaynağı olduğu gibi derisinden de gön ve kösele yapılır. Boynuz ve kemikleri sanayide, gübresi tarlalarda kullanılır. Yayıldıkları merayı at, keçi ve koyun gibi kuvvetten düşürmez, bilakis düzenli otlayarak ıslahını sağlarlar. Tibet'te olan hörgüçlü ve bol kıllısına Yak veya Tibet öküzü denir. Süt ve eti için ıslah edilmiş birçok sığır soyu vardır.

Kedi
Kedi (Felis sylvestris catus), kedigiller (Felidae) familyasından avcı, memeli, evcil, etçil bir hayvandır. İnsanlar, kedilerin arkadaşlığına ve onların haşarat, yılan ve akrep avlayabilme kabiliyetine önem vermektedir. Kediler en az 9.500 yıldır insanlarla birlikte yaşamaktadır.

2,5 ile 12 kilo arasında ağırlığa ve dişilerde 50 cm. Erkeklerde 70 cm ye varan ebatlardadır. Çok çeşitli renklere sahip olabilmekle beraber genetik olarak çok farklı ve orijinal renklere de sahip olanları mevcuttur. Kedigiller familyasının genel karakteristik özelliklerini taşımaktadırlar. Ortalama kedi ömrü 14 yıldır. Ancak kediler iyi bir beslenme ile 20 yıldan fazla yaşayabilirler.


KuşlarKuşlar (Aves), iki ayaklı, sıcak kanlı, omurgalı ve yumurta ile üreyen hayvanlar sınıfı.

Yaklaşık 10.000 civarında yaşayan türüyle en kalabalık tetrapod omurgalıları oluştururlar. Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna dünya üzerindeki tüm ekosistemlerde yaşarlar. Boyutları arı sinek kuşunda 5 cm ile deve kuşunda 2,7 m'ye kadar değişir. Bulunan fosillere göre kuşlar, yaklaşık 150-200 milyon yıl önce, Jura Devri'nde terapod dinozorlardan gelmektedir. Bilinen ilk kuş Jura Devri'nin sonlarında yaklaşık 155-150 milyon yıl önce yaşamış olan Archaeopteryx 'tir.

Kuşlar, diğer canlı alemlerinden farklı olarak bazı özelliklere sahiptir. İlk sabit sıcaklıklı canlılar olma özelliğini taşırlar. Belirgin özellik olarak, üyelerinin tümü, diğer hiçbir hayvan grubunda görülmeyen tüylerle kaplıdır. Ön üyeleri kanatlara dönüşmüştür ve arka üyelerdeki kemiklereklem oluşturacak şekilde dizilmiştir. Trake ve bronşlarının bulunduğu yerde çok gelişmiş bir ses kutuları vardır. Sert kabuklu yumurta bırakırlar ve kuluçkaya yatarlar. Embriyo, yumurta kabuğu ve amniyon zarı ile çevrilidir. Kuşların tam işlev gören, karmaşık ve gelişmiş, büyük ve küçük dolaşım sistemi vardır.


Karada yaşayan hayvanlar nedir?

Kara; Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprakla kaplı olan yer"Kara" olarak adlandırılır.
Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprakla kaplı olan yerde yaşayan hayvan türlerine "Karada yaşayan hayvanlar" denir.
Karada yaşayan hayvanlar etle yada ot ile beslenenirler.

Karada yaşayan hayvanların sınıflarılması

Karada yaşayan hayvanların sınıflarılması beslenme şekillerine göre;
1. Etle beslenen
2. Otla beslenen olarak iki sınıfa ayrılırlar.

Karada yaşayan hayvanlar hangileridir?

1. Kuşlar familyasına ait hayvanlar
2. Kedigiller familyasına ait hayvanlar
3. Boynuzlugiller familyasına ait hayvanlar
4. Kemiriciler familyasına ait hayvanlar
5. Filgiller familyasına ait hayvanlar
6. Tek toynaklılar familyasına ait hayvanlar
7. Sülüngiller familyasına ait hayvanlar
8. Uçan memeliler familyasına ait hayvanlar
9. Orthogastropoda sınıfına ait hayvanlar
10. Örümceğimsiler sınıfına ait hayvanlar
11. Köpeğimsiler sınıfına ait hayvanlar
12. Yırtıcı keseliler sınıfına ait hayvanlar
13. Keseli sıçangiller sınıfına ait hayvanlar
14. İki ön dişliler sınıfına ait hayvanlar
15. Fare keseli sıçanıgiller sınıfına ait hayvanlar
16. Keseli köstebekgiller sınıfına ait hayvanlar
17. Keseli porsukgiller sınıfına ait hayvanlar
18. Tenrekgiller sınıfına ait hayvanlar
19. Gevişgetirenler sınıfına ait hayvanlar
20. Topuktabanlılar sınıfına ait hayvanlar
21. Domuzumsular sınıfına ait hayvanlar
22. Uçar makigiller sınıfına ait hayvanlar
23. Kırsıçanımsıgiller sınıfına ait hayvanlar
24. Böcekçiller sınıfına ait hayvanlar
25. Sincapçıkgiller sınıfına ait hayvanlar
26. Kunduzgiller sınıfına ait hayvanlar
27. Tavşangiller sınıfına ait hayvanlar
28. Kirpigiller  sınıfına ait hayvanlar
29. Eteneliler sınıfına ait hayvanlar
30. Dişsiz memeliler sınıfına ait hayvanlar

Karada yaşayan hayvanlara örnekler

At, Eşek, Sığır, İnek, Film, Böcekler, Kuşlar, Tavşanlar, Kunduzlar, Kirpiler, Sıçanlar, Domuzlar, Köpekler, Kediler, Maymunlar, Porsuklar, Köstebek gibi hayvanlar karada yaşayan hayvanlara örnek olarak gösterilebilirler.

suda yaşayan hayvanlar

Suda yaşayan hayvanlar, suda yaşayan canlılar nelerdir?

Suda yaşayan canlılarSuda yaşayan yüzlerce canlı türü vardır. Bunların başında balıklar gelir. Su içinde bir çok balık ve böcek türü yaşamaktadır. Bazı balıklar tatlu suda, bazı balıklar ise tuzlu suda yaşarlar. Ayrıca Fok ve Balina gibi memeli hayvanlarda suda yaşayabilirler. Bazı yengeç ve kaplumbağa türleri hem denizde hemde yeryüzünde yaşarlar. Bazı kuşlarda avlanmak için denizi kullanırlar. Yapıları uzun nefes tutmaya müsait olan bu kuşlar balıklar ile beslenir. Su canlılarının büyük bir çoğunluğunu balıklar teşkil eder.
Su içinde bir çok balık ve böcek türü yaşamaktadır. Bazı balıklar tatlu suda, bazı balıklar ise tuzlu suda yaşarlar. Ayrıca Fok ve Balina gibi memeli hayvanlarda suda yaşayabilirler. Bazı yengeç ve kaplumbağa türleri hem denizde hemde yeryüzünde yaşarlar. Bazı kuşlarda avlanmak için denizi kullanırlar. Yapıları uzun nefes tutmaya müsait olan bu kuşlar balıklar ile beslenir. Su canlılarının büyük bir çoğunluğunu balıklar teşkil eder.

Suda Yaşayan Canlı Türleri

- Algler
- Amfibyumlar
- Balıklar
- Su bitkileri
- Dallı bacaklılar
- Deniz memelileri
- Denizanaları
- Derisidikenliler
- Knidliler
- Su sürüngenleri
- Yumuşakçalar

Suda yaşayan canlı türleri ile ilgili ilginç bilgiler

En küçük balık Trimmatom nanus, Hint Okyanusu'nda yasayan bir kaya balığıdır. Tam büyüklüğe ulaştığında boyu yaklaşık 2 milimetredir.
En büyük balık balina köpekbalığıdır. Ağırlığı 14 tondan fazladır. Bu balık insanlar için zararsızdır, genelde yüzen planktonlarla beslenir.
Dört gözlü balıkların gözleri ikiye bölünmüştür. Balık yüzeyin altında yüzdüğünde gözün üstü suyun üstünü, gözün altı suyun altını görür.
Karayutan kendi büyüklüğünün iki katını yutabilir. Ağızlarında, çenelerini çok açabilmeye olanak veren menteşe yapıları bulunur.
Uçan balık uçabilen bir balık olarak bilinmesine rağmen aslında süzülür. Bu balık, yan yüzgeçlerini kullanarak suyun yüzeyinden 3 metre yükselebilir.
Yürüyen yayın, oksijeni soluyabilen özel yapıları sayesinde suyun dışında 4 gün yaşayabilir ve yan yüzeylerindeki ayaksı yapılar sayesinde bir gölden başka bir göle sürünebilir.
Dünyada en çok bulunan balık, küçük tatlı su balığı olan ışıldakbalığıdır. Bilim adamları, ışıldakbalıklarının sayısının trilyonlara ulaştığını tahmin etmektedir...ayrıca tatlısu balığının birçok türüde vardır


Suda Yaşayan Hayvanlar

1. Yengeçler
2. Ahtapotlar
3. Karides
4. Algler
5. Amfibyumlar
6. Balıklar
7. Su bitkileri
8. Dallı bacaklılar
9. Deniz memelileri
10. Denizanaları
11. Derisidikenliler
12. Knidliler
13. Su sürüngenleri
14. Yumuşakçalar
15. Deniz Yıldızları
16. Ayı Balığı
17. Balinalar
18. Köpek Balıkşarı
19. Yunuslar
20. Deniz Atları
21. Yılanlar
22. Midyeler
23. İstakoz
24. İstiridye

ormanda yaşayan hayvanlar

Orman hayatında yaşamaya alışmış hayvanlar şehir hayatında yaşamaları mümkün değildir. Ormanda kendi hayatlarında yiyecek ve ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. Doğal besin kaynaklarını kullanarak avlanma yetenekleri ile hayatta kalırlar.
Gergedan
Aslan
Kaptan
Çita
Goril
Fil
Zurafa
Zebra
Geyik
Kanguru
Yılan
Kaplumbağa.
Örnek olarak neredeyse bütün yabani hayvanları sayabiliriz.

hayvanların özellikleri

ASLANIN ÖZELLİKLERİ

ORMANLAR KRALI: ASLAN
Aslan kedi ailesindendir ve çok yırtıcıdır. Uzun gövdesi, kısa bacakları, büyük kafası, güçlü görünüşü ve azametiyle ormanlar kralı olmayı hak eder. 

Uzunluğu kuyruğuyla birlikte 3 metredir. Yüksekliği yaklaşık bir metre, ağırlığıysa yaklaşık 230 kg'dır. Yani, aslan sizden yaklaşık 1.5-2 metre daha uzun, kocaman bir kedidir.
 
Erkek aslanların yeleleri vardır. Çok yumuşak olan bu tüyler, ya yüzü çevreler ya da başın arkasını, boynu ve omuzları kaplayarak göğüsten bele kadar uzar. Bu yele aslana çok heybetli bir görünüm verir. Allah'ın aslana verdiği bu yele hayvanı olduğundan daha da güçlü ve gösterişli hale getirir.
 

Bütün gününü kayaların ve ağaçların gölgesinde yatarak ya da uyuyarak geçiren aslan çoğu zaman geceleri avlanır. Mükemmel bir gece görüşüne sahip olan aslanlar bu sayede geceleri rahatlıkla avlarını görebilirler. Karanlıkta dolaşan aslanların ışığı mümkün olduğu kadar fazla toplayabilmeleri için gözlerinde özel bir tasarım vardır. Diğer canlılara göre daha büyük olan gözbebekleri ve göz mercekleri aslanları iyi birer avcı yapan en önemli özelliklerdendir. Allah bu canlıları içinde yaşadıkları ortama en uygun özelliklerle birlikte yaratmıştır.
 

Aslanın kendine özgü kükremesi, genellikle akşamları avlanma zamanından ve gün doğmadan önce duyulur. Aslan kükrediği zaman, ormanda sanki hayat durur. Uluyan bir sırtlan ulumasını, hırlayan bir leopar hırlamasını keser. Herkes susar ve kralı dinler. Maymunlar ağaçların en üst dallarına kaçarak, çıkarabildikleri kadar çığlık atarlar.






YILANIN ÖZELLİKLERİ



Yılanlar yerde sürünerek hareket eden,ince uzun gövdeli sürüngenlerdir.Bacakları ve göz kapakları yoktur,gözlerini örten tamamen saydam bir tabaka vardır.Bundan dolayı gözleri hep açık görülür. Bu yapı, yılanların özellikleri arasında en dikkat çekici olandır. Çok sayıda türe sahip olan bu canlı kutuplar dışında yeryüzünün hemen her yerinde yaşayabilir.Fakat büyük bölümü tropik bölgelerde yaşar.Yılanın uzun ve dar gövdesi pullu bir deriyle kaplıdır.Alt bölümdeki pullar yerde kıvrılarak gitmesine yardımcı olur.Sağlıklı bir yılan yılda 2 defa deri değiştirir.
Değişim zamanı geldiğinde gözündeki zara kadar rengi matlaşır.İki hafta süren bu işlem esnasında yılan gizlenir.Deri değişiminden sonra tekrar parlak rengine kavuşur.Yılanların boyu 10 santimetre ile 10 metre arasında değişir.
Türkiye’deki yılanların boyu en fazla 2m. 2.3 metredir.Hayvanat bahçelerinde 20-30 yıl yaşayabilirler fakat doğal ortamlarda bu kadar uzun yaşayamazlar çünkü avlanırlar veya öldürülürler.Yılanların diğer bir özelliği ise dilinin uzun yapılı ve ucunun çatallı olmasıdır.Ağzı kapalıyken bile dilini dışarı çıkartabilir.Sadece iç kulağa sahip olan yılan duymaz sadece yerdeki titreşimleri hissedebilir.Yılanların birçoğunda sol akciğer yoktur.Sağ akciğer kuyruğa ulaşacak kadar uzundur ve son kısmı hava kesesi şeklindedir.Bu sayede avını yutarken havasız kalmamak için bu kese gereklidir.Yılanların görme duyuları çok güçlü olmasına rağmen yakını daha iyi görürler.Koku alma duyuları çok gelişmiştir.Burun boşluğundaki koku epiteli’nden başka ağız tavanında bulunan iki delikli iki organa daha sahiptir.

Dili ile topladığı koku moleküllerini ağzının içinde bu organa değdirir ve kokuyu algılar.Yılanlar etobur hayvanlardır.Genellikle kemirgen,kurbağa,balık,küçük kuşlar,böcek,yumurtanın dışında diğer yılanları da yiyerek beslenirler.Yılanlar yumurtlayarak ürerler.Yılanlarda gebelik süresi iki aydır.Yılanların en büyük özelliğiarasında sayılabilecek yapısu zehiridir. Zehiri, av etini eritmeye yarayan kuvvetli bir sindirim sıvısıdır.Yılan zehrini öncelikle savunma amacından çok avı kontrol altına almak ve öldürmek için kullanırlar.Bazı türleri insanlarda acılı yaralanmalara ve ölüme neden olabilecek güçlü zehre sahiptir.Zehirsiz yılanlarda avlarını ya sıkarak ya da canlı yutarak öldürürler.

FİLAMİNGO'NUN ÖZELLİKLERİ



Flamingolar, uzun ve ince bacaklara, yine uzun, eğri bir boyuna ve rosa rengi tüylere sahiptirler. Belirgin özelliklerinden biri kıvrık bir gagaları ve bunun, üst kısmıyla daldırıpta, yiyecekleri su veya çamurdan çıkarırken filtre vazifesi görmesidir. Tüylerindeki kırmızı renk tonları, yedikleri yiyeceklerin içerdiği karotin miktarına göre değişmektedir. Esaret altındaki genç kuşlar, çok az karotin içerikli besinler aldığından beyaz tüylere sahiptir.